google.com, pub-7062781438792579, DIRECT, f08c47fec0942fa0

24 Aralık 2011 Cumartesi

hamilelik dönemindeki kansızlığa dikkat

Bayanlar, hamilelik dönemi içerisinde fazlasıyla gördüğümüz rahatsızlıklardan bir taneside kansızlıktır. Hamilelikte görülen yorgunluk, halsizlik ve sürekli baş ağrısı gibi şikayetler ile ortaya çıkan kansızlık, bu dönem içerisinde anne sağlığını direkt olarak etkileyebilir. Peki bu durumda yapılması gerekenler nelerdir? Hamilelikte kansızlık rahatsızlığı nasıl geçer ve bu durum ile ilgili yapmamız gerekenler nelerdir? Gelin konusunda uzman kişilerin bu konu ile ilgili söylediklerine birlikte bakalım.
Her hamilelikte görülen yorgunluk, halsizlik ve sürekli baş ağrısı gibi şikayetleriniz, aynı zamanda “Hamilelik Anemisi”nin de belirtileri olabilir. Hamilelikte görülen kansızlık problemi de bebeğiniz ve sizin için tehlikeli durumlara yol açabilir. Hamilelik döneminde yapılan rutin kontrollerinizde mutlaka kan sayımınızı yaptırmanız, gerekli ilaç ve besin desteğini almanız gereklidir.
Kan; bedenimizdeki tüm organların birbiri ile ilgili her türlü alışverişini ve çalışarak varlığını sürdürebilmesi için gerekenleri sağladığı bir sıvıdır. Bir insandaki kan miktarı; vücut ağırlığı kilogramı 70 mililitre ile çarpılarak hesaplanır. Örneğin; 70 kg ağırlığındaki bir insanın (70kilo x 70 ml=4900ml) yaklaşık 5 litre kanı vardır. Mevcut kanımızın ortalama %50-60’ı sıvı, geri kalanı tortu olarak aklımızda canlandırabileceğimiz kan hücrelerinden oluşmaktadır. Yani 5 litrelik kanın 2,5–3 litresi sıvı 2–2,5 litresi kan hücresidir. Kan hücresi ise kanın yapı ve görev bakımından en küçük parçasıdır.
Kan hücreleri;  Kırmızı hücreler (Eritrosit), Beyaz hücreler (Lökosit),
Kan pulcukları (Trombosit) adı verilen kendine has görevleri olan hücrelerden oluşmaktadır. Kanın tortu kısmının kanın sıvı kısmına oranına “Hematokrit”, kandaki kırmızı hücrelerin akciğerden oksijeni alması için gerekli olan içinde demir bulunan maddeye de “Hemoglobin” denir. Anemi; klinik olarak, kişinin ölçülen kan “hemoglobin” veya “hematokrit” değerlerinin normal değerlerin altında olmasıdır. Ortalama olarak dünya nüfusunun yaklaşık %30’unun, dünyadaki gebe kadınların %50’sinden fazlasının, dünyadaki tüm kadınların 1/3’ünden fazlasının anemik olduğu bilinmektedir.
Kansızlık kadınlarda daha sık görülür. Kadınların erkeklere göre anemiye biraz daha eğilimli olmalarının nedeni, adet kanamaları ile düzenli ve sürekli olarak kan kaybetmeleridir. Kadınların beslenme alışkanlıklarının erkeklerden farklı olması da anemiyi arttırmaktadır. Kadınlarda en sık karşılaşılan anemi türü demir eksikliği anemisidir. Hamilelik dönemi de anemi yani kansızlık riskini artıran bir süreçtir. Hamilelikte en sık görülen anemi türü ise, “Demir Eksikliği Anemisi”dir.
Her hamilelikte mutlaka kansızlık olur
Bu satırları okuyup hemen paniğe kapılmamalısınız. Günlük hayattan örnek verirsek; çayın demini düşünün. Su miktarı artarsa açık çay olur. Hamilelik sırasında kanın toplam miktarı yaklaşık %50 artar. Öncelikle kandaki sıvı kısım miktar olarak fazla artar. Kırmızı kan hücreleri hızlı artamaz. Bu durumun doğal bir sonucu olarak da; kanın tortu miktarı azalır, “Hamileliğin Doğal Kansızlığı” denilen durum ortaya çıkar. Bu durum özellikle de hamileliğin ilk yarısında belirgindir. Hamilelik ilerledikçe kırmızı kan hücresi yapımı artar. Yapım artışı ise demire olan ihtiyacı arttırır. İlk başlarda gerek duyulan demir, vücuttaki depolardan karşılanır, ancak çoğu zaman bu depolar ihtiyacı karşılamada yetersiz kalır. Hamile kadınların yaklaşık %20′sinin anemik olduğu bilinmektedir. Kişinin doktoru tarafından farklı bir öneri yapılmadığı takdirde her hamileye kansızlığı engelleyici demir desteği verilmesi önerilmektedir. Anemi olmasa ve demir depoları yeterli olsa bile, hamilelik boyunca bütün anne adaylarına anemiyi önlemek amaçlı demir desteği gereklidir. Gebeliğin ilk 4 ayından sonra, en geç 20. gebelik haftasında destekleyici demir tedavisine başlanması önerilmektedir.
Demir eksikliği anemisinin en sık karşılaşılan nedeni, yetersiz demir alımıdır. Demir gereksiniminin artması, demir depolarının yetersiz olması (Yetersiz beslenme düzeyi, sık doğumlar ve düşükler, sık enfeksiyonlar ve özellikle parazit hastalıkları, bağırsaklarda emilim bozukluğu.), kan kaybına bağlı olarak demir eksikliğine bağlı kansızlık gelişebilir. Ayrıca folik asit yetersizliği, basur (Hemoroid) ya da benzeri kanamayla kan kaybına neden olan hastalıklar, gelişmekte olan bebeğin annesinin demir depolarını tüketmesi, travma, kaza gibi durumlarda ani ve fazla miktarda kan kaybı gibi nedenler de hamilelikte anemiye sebep olur.
Hamilelikte görülen kansızlığın anne adayına etkileri
Halsizlik ve yorgunluk hamilelikte görülen kansızlığın en belirgin ve en sık görülen olumsuzluklarından birisidir. Hamilelikte görülen kansızlığın anne adayına diğer etkileri; iştahsızlık, hareketle gelişen nefes darlığı, baş ağrısı, çarpıntı, bayılma, kulak çınlaması, uyku bozukluğu, dikkat bozukluğu, baş dönmesi, göğüs ağrısı ve saç dökülmesi, olarak özetlenebilir. Fakat unutulmaması gereken; bu şikayetlerin çoğunun aynı zamanda hamilelikte doğal olarak ortaya çıkabilen şikayetler olmasıdır. Kansızlıktan şüpheleniyorsanız; ilk yapmanız gereken kendi kendinize teşhis koymak yerine, doktorunuza başvurmak ve şikayetlerinizi anlatmak olmalıdır. Gerek doğum uzmanınız, gerekse iç hastalıkları uzmanı; şikayetlerinize göre gereken tetkikleri yapacak ve takip planını size özel şekilde hazırlayacaktır. Aneminin tanısı çok kolaydır. Kolaylıkla yapılan kan sayımı ile aneminin varlığı saptanabilir. İlk kontrolde yapılacak olan kan sayımı, hamilelik öncesi anemi varlığının anlaşılması açısından önemlidir. Ardından konulan tanılara uygun tedavi planını yapılır. Size düşen doktorunuzun hazırladığı planı düzenli olarak uygulamaktır. Hamilelik takipleri sırasında kan sayımı, 24–28. haftalarda tekrarlanmalıdır.
Kansızlığın bebeğinize etkisi
Hamilelikte görülen kansızlıkta gerekli önlemler alınmazsa, bebeğin rahim içinde gelişmesi olumsuz etkilenebilir. Bebeğin rahim içinde ölümüne dahi neden olabilir. Aynı zamanda; uzamış doğum riski, bebeğin doğum ağırlığının az olması, erken doğum gibi bebek için tehlikeli olacak durumlar yaratabilir. Her doğumda “normal miktar” olarak nitelendirilen kan kaybının anemik kadında tehlike yaratacak düzeylere ulaşması söz konusu olabilir. Doğum sonrası annenin iyileşmesinde gecikme ve enfeksiyon gelişme riskinde de artış görülebilir.
Tedavi seçenekleri
Tedavinin amacı aneminin yani kansızlığın düzeltilmesi ve demir depolarının doldurulmasıdır. Bu amaçla ağızdan demir preparatları ve demirden zengin diyet uygulanır. Anemi düzeltildikten sonra demir depolarının dolması için tedaviye 3 ay daha devam edilmelidir. Demir tedavisinin bulantı, kusma, ishal, kabızlık, midede rahatsızlık gibi yan etkileri olabilir. Bu yan etkiler haplar yemeklerden sonra alınarak giderilebilir. Genelde ağızdan alınan haplar ya da şurup şeklindeki demir ilaçları ile tedavi yapılır. Nadiren iğne ile demir alımı gerekebilir. Aneminin çok ileri olması durumunda da kan verilmesi gerekebilir. Demir ilaçlarının kabızlık ve mide bulantısına neden olabileceği, aynı zamanda dışkıyı siyaha boyadığı unutulmamalıdır. Özellikle hamilelik döneminizde sizin ve bebeğinizin sağlığı için doktorunuz tarafından verilen vitamin ve demir ilaçlarını düzenli olarak kullanmanız gereklidir. Yeterli miktarda C vitamini alınması da tedavinin gerekliliklerinden birisidir. Bunun nedeni; C vitamininin demirin bağırsaklardan emilimini kolaylaştırmasıdır. Düzenli kontrollerinizi de ihmal etmemeniz gereklidir.
Karaciğer, kırmızı ve beyaz et, yumurta, kuru baklagiller, tahıllar, taze yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyve, kuruyemişler demir açısından zengin gıdalardır. Bu gıdaları, doktorunuzun ya da beslenme uzmanınızın size göre önerdiği miktarda almalısınız. Doğum kilosu fazlalığında farklı riskler ortaya çıkabilir.
Hamilelikte demirin emilimini azaltan besinler vardır. Mide asidini azaltan ilaçlar, kalsiyum tuzları, süt ve süt ürünleri, tetrasiklin türü antibiyotikler, çay, kahve ile birlikte kesinlikle kan ilaçları alınmamalıdır. Bunun yanında demir preparatları; portakal suyu, proteinden zengin gıdalar ile birlikte ve aç karnına alınırsa emilimi ve etkisi artacaktır.


EmojilerEmojiler

Bu sitenin içeriği yazarın özgün paylaşımlarından ve muhtelif sitelerden derlenen alıntılardan ibarettir.